DENİZ BİTTİ GEMİ DURDU!

Kadın Kolları Başkanımız Nurgül Beytiye Ekinci basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

 

"Muhterem arkadaşlar, değerli basın mensupları, ekranları başında bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarımız; basın toplantımıza gösterdiğiniz ilgi ve alaka için teşekkür ediyor; sizleri muhabbetle selamlıyorum.

Bugün 26 Ağustos Cuma günü bu tarihi dönüm noktalarından ikisinin yıl dönümünü idrak edeceğiz.

 İlki; Anadolu'nun, aziz milletimizin anavatanı haline gelmesine vesile olan ve tarihe altın harflerle yazılan şanlı Malazgirt Zaferi'dir. 1071’den bugüne Anadolu toprakları barış, sevgi ve kardeşliğin merkezi olmuş; birlik, beraberlik ve hoşgörü gibi yüce hasletleri bereketli Anadolu topraklarında pekiştiren milletimiz, vatan bildiğimiz bu topraklarda eşsiz bir kültür ve tarih mirası oluşturmuştur.

Bunlardan ikincisi ise; 30 Ağustos Zaferi ile sonuçlanacak olan Büyük Taarruz ‘un şanlı başlangıcıdır.

Değerli arkadaşlar, kıymetli basın mensupları;

 Geçtiğimiz hafta peş peşe hepimizi derin bir üzüntüye boğan acı haberler aldık.

 Gaziantep ve Mardin'de meydana gelen trafik kazalarında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum.

 Bu kazalarda ve Rize'de meydana gelen bir başka kazada yaralanan vatandaşlarımıza da Allah'tan acil şifalar niyaz ediyorum.

Ötekileştirmenin Sanattaki Karşılığı

Son dönemlerde kendilerini toplumun üstünde gören ve toplumu uzmanlık ve sanat adına ötekileştiren hakaret eden kişilerin sayısı artmakta. Haddini bilmeyen bu kişiler bilmelidir ki bizim iktidarımızda kimse inancından, dininden dolayı hakarete maruz kalmayacaktır çünkü kimse buna yeltenemeyecektir.

"Deniz Bitti, Gemi Durdu"

“Hepimiz aynı gemideyiz.” diyorlar. ‘Deniz bitti, gemi durdu. Duran gemi artık gemi değildir.’ Erdoğan iktidarının akıl dışı politikaları nedeniyle Türkiye'miz, her alanda dibe vuruyor. İktidarın yönetim tarzıyla da tıpkı batmakta olan Titanik gemisini andırıyor.

Sn. Erdoğan’a yıllar önce yaptığı bir konuşmayı hatırlatmak isteriz. Kendisi “"Eğer 8 yıl öncesi asgari ücretle aldığın yumurtadan, aldığın sütten, aldığın peynirden, aldığın ekmekten bugün daha az alıyorsan bize oy verme." diyerek milletimize sesleniyordu.

Ocak 2021 de ki asgari ücret ile 1883 tane ekmek alınırken Ocak 2022 asgari ücreti ile 1214 ekmek alınabiliyor. Yine sizlere birkaç rakam vermek istiyorum.

Zeytin 1kg 2008 ile 2022 arasında fiyat artışı 20 kat peynir 11 kat, ekmek 11 kat, salça 14 kat artış göstermiş.  Sayın cumhurbaşkanımız “çay simit hesabı yapıp mutfağın patronu siz kadınlarsınız” diyordu, lakin bugün bir çay ve simitin en ucuzu 12 tl. Mutfak yangın yerine döndü ve mutfağın patronu olan biz kadınlar diyoruz ki ekonomiyi batırdınız Allah rızası için bu milletin ve kendi iyiliğiniz için, iktidarı bırakın. Çünkü biz milli görüşün tek temsilcisi olan saadet partisi bu işi yapabilecek birikim, donanım sahiptir.

Lordlar kamarasında oturanlar milletin günden güne fakirleştiğinin farkında değiller.

EĞİTİM GİDERLERİ

İnsanımız; geleceği için birikim yapma hesabının içinden çıkamıyor.

Bir ev, bir araba alabilme hesabının içinden çıkamıyor.

Ay sonu hesabının içinden çıkamıyor.

Mutfak hesabının içinden çıkamıyor.

Fatura hesabının içinden çıkamıyor.

Aileler bir yandan geçim sıkıntısı yaşıyor, bir yandan çocuklarını nasıl okutacağının sıkıntısını çekiyor.

Bu durum kabul edilemez.

Yakın zamanda okullar açılacak. İnsanımız kadın-erkek çalışsa bile kara kara çocuklarının eğitim masraflarını nasıl karşılayacağını düşünüyor.

Çünkü masraflar maaşlardan daha hızlı ve daha fazla zamlanıyor.

Bir markette, bir kırtasiyede bulunan etiketler en fazla bir hafta dayanıyor.

Her etiket günden güne haftadan haftaya yerini daha zamlı etiketlere bırakıyor.

Sesleri size ulaşmıyor olabilir ama bizler; kırtasiye şöyle dursun, kantine gidemediğini söyleyen çocukların sesini duyduğumuzda yüreğimiz parçalanıyor.

Hadi muhalefet yalan söylüyor...

Esnaf yalan söylüyor…

Emekli yalan söylüyor…

Sokaktaki vatandaş yalan söylüyor…

“Ben kitap alamıyorum, soru bankası alamıyorum, roman alamıyorum” diyen çocuk da mı yalan söylüyor!

“Ben okulda karnımı doyuramıyorum” diyen çocuk da mı yalan söylüyor.

Ve şunu da kabul edin;

Siz bu ülkede çocuklardan eleştiri alan ilk iktidarsınız.

Ülkemizi kötü yönettiğinizi kabul etmek için başka bir kanıta ihtiyacınız yoktur diye düşünüyoruz!

MEVSİMLİK KADIN TARIM İŞÇİLERİ

Ülkemizin acı gerçeklerinden biri de mevsimlik tarım işçiliğidir.

Bir aile düşünün; geçimini sağlamak için yıl içerisinde iş neredeyse kadın, erkek, yaşlı, genç çoluk çocuk o bölgeye göç etsin…

Çalışma şartlarının ağırlığından bahsetmeye gerek bile yok!

Peki bunca emeğinde karşılığı ne?

Asgari ücretin altında bir ücret…

Sağlık güvencelerinden ve sosyal haklardan yoksunluk…

Kalacak yer itibariyle çadır yaşamı…

Hatta çocukların eğitimden mahrumiyeti!

Bu duruma göz yuman siz değil misiniz?

20 yıllık iktidarınızda attığınız bir adım var mı?

Siz güya yoksulluğu bitirmek için gelmiştiniz.

Çoluk çocuk kadın erkek bütün bir ailenin çalıştığı; fakat buna rağmen bırakın konforu, bırakın geçinmeyi, insan hakları bakımından sağlık ve eğitim hakkından bile mahrum kaldığı bu dönemin yöneticileri siz değil misiniz?

Başta kadınlar olmak üzere bütün mevsimlik tarım işçileri siz devlet yöneticilerinden haklarını talep ediyor.

Cevap verebiliyor musunuz? Veremiyorsunuz!

 

AK PARTİ KARAMSARLIK; SAADET PARTİSİ UMUTTUR!

Kıymetli Milletimiz;

Üzerine konuştuğumuz bütün bu konular bizleri de üzüyor. Ancak asla karamsarlığa kapılmayacağız.

Bizler doğru adımlar atıldığı takdirde çok kısa süre içerisinde kalkınacak bir ülkeyiz.

Toprağımız bereketli, gençliğimiz azimli, insanımız çalışkan!

El ele verdikten sonra, kaynakları üretim odaklı yatırımlara aktardıktan sonra, kamuda israfı bitirdikten sonra ve Milli Gelir’i adil paylaştıktan sonra bütün bir millet olarak insanca yaşama kavuşacağız.

Çünkü bugün ülkemizdeki yoksulluğun sebebi; yokluk değil, YOLSUZLUKTUR!

 

Bugünkü karamsar tablonun sebebi;

Adaletsiz gelir dağılımıdır!

Kaynakların betona gömülmesidir!

Rüşvettir!

Ranttır!

İsraftır!

Millete verilmesi gerekenin yandaş holdinglere verilmesidir!

Yani bugünkü karamsar tablonun mimari; AK Parti’dir!

 

Bizler bu karamsar tabloyu, Saadet Partimizin umut veren politikalarıyla değiştireceğiz.

Kaynakları üretime aktaracağız.

Desteği; yandaşlara değil, vatandaşlara vereceğiz.

Tarımda, besicilikte, fabrikada ya da teknolojide üreten kim varsa; iktidar olduğumuzda bilecek ki devletim bu işin başından sonuna kadar benim yanımda!

Bizler üretenin en büyük destekçisi olacağız. Yani halkın yanında olacağız.

  

Kamuda israfa son vereceğiz!

“Milletin malı deniz” diyerek itibar adı altında; saraylara, son model arabalara, uçak filolarına kaynakları çarçur edenlerden olmayacağız.

Elbette bizler de itibardan tasarruf etmeyeceğiz.

Fakat bizim itibar anlayışımız bu arkadaşlarınkinden farklı!

Biz itibarı saraylarda değil, kalplerde arıyoruz.

Bizim için itibar; insanımıza bizimle alakalı soru sorulduğunda “Evet, ben bu arkadaşlardan memnun ve razıyım.” demesidir.

Kazanmak istediğimiz başka bir itibar da yoktur!

 

Bizler; üreterek gelir elde edeceğiz.

Ve millet olarak elde ettiğimiz geliri; israfa ya da yolsuzluğa aktarmayacağız.

Geliri; adil paylaşacağız!

İşte bu yüzden söylüyoruz; AK Parti karamsarlık, Saadet Partisi umuttur!

Bizim iktidarımızda esas aldığımız yönetim modeli;

“Adil Devlet Adil Paylaşım” olacak.

 

Biliyoruz ki toprağımız bereketli, insanımız çalışkan!

Bir iktidar yeter ki aklına koysun; bu ülkede insanca yaşamı kurmak gerçekten de çok kolaydır!

Şaşırılacak şey; “Ya bu ülke nasıl düzelecek?” meselesi değildir.
Asıl şaşırılması gereken; “Bunca imkan, bunca kaynak varken bu ülkeyi bu hale nasıl getirdiler.” meselesidir!

Kaynağımız ve imkanlarımız kısa zamanda düzlüğe çıkmamız için gayet yeterlidir.

Her sözümüzü gerçeklerin farkında olarak ve başaracağımıza yürekten inanarak söylüyoruz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın!

Ülkemizde insanca yaşamı hep birlikte kurmak dileğiyle bütün milletimizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum."